Sezin Üçyıldız

İLİŞKİLER HEP SAVAŞ MI OLMALI?

İnsanların yapaylığından kaçıyorum, insan ol(a)mayanlardan kaçıyorum. Hislerim kuvvetleniyor.

Belki doğru kapıya çıkmıyor her zaman ama ‘yağmur yağıyor’ dediğimde yanıldığımı söylemelerine kanmıyorum; görüyorum ki hava çoktan kapanmış, bulutlu. hissediyorum havanın güneşli olmadığını. Ufak örtbaslar karşısında saf inançlarla durmuyorum artık.

İnsan ilişkileri bazen tek gözünü kapatarak rayında gidermiş. Mutluluk için acıyı görmezden gelmenin mantık neresinde, bilmiyorum.

Mantığı seviyorum, attığım doğru adımların tek sebebi onda yatar, hatalarımın tek sebebi de onu yitirmemde… Katı kurallara eşdeğer bir mantık değil söz konusu olan. Kendinden açık vermemek namına kararlarına, sözlerine değen mantık.

Kendinden açık vermek… Güvensizliğin insanı sürüklediği mantık cümlesi. Her adımda daha iyi anlıyor insan; güvenme, güvenme, güvenme. Gücün oldukça kimseye açık vermezsin zaten. Ve de hayat -güçlü durmak için sarf ettiğin enerjiye karşın- senin için çok daha güzel olur.

Kendini kapayarak yitirdiklerin de cabası. Sınırlı yaşamların başlangıcı; tavırlarda, düşüncelerde… Kalp ise hep engellenen.

Karşındaki senden güçlü oldukça kaybetmen kaçınılmaz. Bu kişiliğin gücüyle alakalı. Kişiliği koruyup karşındaki insana yenilmemenle alakalı. Her yenilgide çok daha fazla anlayacaksın; güçlü ol, mantığı yitirme, güvenme.

Halbuki tek arzu kendini olduğu gibi ortaya koyarak, özgürce yaşayabilmektir. Gizemden, yalandan uzak, örtbas ettiğimiz saf duygularımızla yaşayabilmek. Ütopik! Savaş her zaman devam edecektir.

“İlişkiler hep savaş mı olmalı senin için? Sen hep üste çıkmaya mı çalışacaksın? Her şey karşılık mı görmeli? Eşit miyiz sanki sizinle (Kadın erkek eşitsizliği her daim karşımızda)?” Eski bir arkadaşın ilişkilerime savaş mantığıyla yaklaşmama özetle verdiği tepki. Özetle saf ol, görme(zden gel), duyma(zdan gel), bilme(zden gel). Onu dinledim. Savaşı bıraktım. Her şeyimle ortada oldum. Ve mantıkçılığı bir kez daha sevdim. Kontrolümü geri kazandım. Çok daha iyi anladım; ilişkiler sevginin ardında büyük savaşımlar içerir. Kişilerin kendi benliklerini göstermekten korktuğu, korkularıyla kaçtığı, mutluluktan uzak düşmeyi yeğlediği savaşımlar…

Hayat acı değil. İsyana gerek yok. O sadece iyi bir öğretmen. Dersini alana kadar seni birçok sınava tabii tutacak bir öğretmen.

Küçükken neden, niye böyle, yetmedi mi diye isyan ettiğimiz zamanlar olmuştur hepimizin. Ben isyan etmiyorum artık. Her mantığı yitirdiğimde -kaybettiklerime karşın- hayatı daha da seviyorum. İnancım artıyor ona, anlıyorum işleyişini. Eden bulurmuş, buluyoruz, bulduruyoruz da…

Seviyorum hayat seni, ‘bile bile’ yaşanan büyük sürprizlerle dolusun. Hayat, sana teşekkür ederim.